Kıymetli okurlarımız!.. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Ha bugün ha yarın, belki başka baharlara kaldı, biz de görebilecek miyiz acaba… derken Ayasofya’mıza kavuştuk. Vuslata erdik çok şükür. Cenab-ı Allah

Fethin sembolü, Fatih’in emaneti ve mirası, İstanbul’un gözbebeği Ayasofya.. 86 yıldır beklenen gün geldi, hasret bitti işte vuslat anı, işte adına şiirler yazılan kadim mabed onu fethedenin vasiyetinde olduğu gibi aslına döndü.

Kıymetli okurlarımız.. Adamın biri Belediye Başkanı olmuş. Babasını aramış sormuş: Baba ne yapacağım? Babası demiş, ‘kaldırım taşlarını sök yeniden yap..’ Belediye hizmeti, asfalt üstüne asfalt dökmek değildir. Türkiye’de memur, müdür olmak istiyor.

Köklü bir millettin en büyük felaketidir, tarihini unutmak, kültürünü unutmak ve geçmişine yabancı olmak. Altıyüz yıllık bir mirasın yükü omuzlarındayken bu millete unutmak, uyumak yakışmaz! Yüz yılı aşkındır üzerimizde oynanan oyunlar hep

Kıymetli okurlarımız, Ayasofya sahabileri ağırlamış bir yapı. Sultan Fatih Camii yaptı ama bir çok Osmanlı padişahının bu Camii’de emeği var. Orası protokol Camii idi. Güneş saati Ali Kuşçu’dan kalmadır. Ayasofya bir simgedir.

Değerli Dostlarım, kıymetli okurlarım.. Gectiğimiz hafta teessüfle izlediğimiz, kendisine gazateci diyen fakat tarih üzerine ahkam kesme hakkını gören, atalarımıza fütursuzca çirkin iftiralarda bulunan bir şahsiyeti hayretle izledik. Sultan Abdülhamid Han hakkında olmadık